Türk Ticaret Kanununda haksız rekabet konusunda yapılan düzenlemelerin amacı, tüm katılanların menfaatine, dürüst ve bozulmamış rekabetin sağlanması olarak açıklanmıştır.
Bu nedenle Türk Ticaret Kanununda rakipler arasında ya da tedarik edenlerle müşteriler arasındaki ilişkileri etkileyen aldatıcı veya dürüstlük kuralına aykırı davranışlar ile ticari uygulamaların haksız ve hukuka aykırı olduğu açıkça ifade edilmiştir.
Dürüstlük kuralına aykırı davranışlar, ticari uygulamalar başlıklı Türk Ticaret Kanunu 55. maddesi uyarınca aşağıda açıklanan durumlar, haksız rekabet halleri olarak düzenlenmiştir;
1. Başkalarını ya da onların;
yanlış, yanıltıcı veya gereksiz yere incitici açıklamalarla kötüleme,
2. Kendisi, ticari işletmesi, işletme işaretleri, malları, iş ürünleri, faaliyetleri, fiyatları, stokları, satış kampanyalarının biçimi ve iş ilişkileri hakkında gerçeğe aykırı ya da yanıltıcı açıklamalarda bulunmak veya aynı yollarla üçüncü kişiyi rekabette öne geçirme,
3. Paye, diploma veya ödül almadığı halde bunlara sahipmiş gibi hareket ederek müstesna yeteneğe malik bulunduğu kanısını uyandırmaya çalışmak ya da buna elverişli olacak şekilde doğru olmayan meslek adları ve sembollerini kullanma,
4. Başkasının malları, iş ürünleri, faaliyetleri ya da işleri ile karıştırılmaya yol açan önlemler alma,
5. Kendisini, mallarını, iş ürünlerini, faaliyetlerini, fiyatlarını, gerçeğe aykırı, yanıltıcı, rakibini gereksiz yere kötüleyici veya gereksiz yere onun tanınmışlığından yararlanacak şekilde;
karşılaştırma veya üçüncü kişiyi benzer yollardan öne geçirme,
6. Seçilmiş bazı mallar, iş ürünleri veya faaliyetleri birden çok kez tedarik fiyatının altında satışa sunmak, bu sunumları reklamlarında özellikle vurgulayarak bu şekilde müşterilerini, kendisi veya rakiplerinin yeteneği hakkında yanıltma haksız rekabet unsuru olarak düzenlenmiştir.
benzer hacimde alımında uygulanan tedarik fiyatının altında olması durumunda yanıltmanın varlığı karine olarak kabul olunur. Davalının, gerçek tedarik fiyatını ispatlaması halinde bu fiyat değerlendirmeye esas olur,
7. Müşteriyi ek edimlerle sunumun gerçek değeri hakkında yanıltma,
8. Müşterinin karar verme özgürlüğünü özellikle saldırgan satış yöntemleri ile sınırlama,
9. Mallar, iş ürünleri ya da faaliyetlerin özellikleri, miktarı, kullanım amaçları, yararları veya tehlikelerini gizlemek suretiyle müşteriyi yanıltma,
10. Taksitle satım sözleşmeleri ya da buna benzer hukuki işlemlere ilişkin kamuya yapılan ilanlarda unvanını açıkça belirtmeme, peşin veya toplam satış fiyatını veya taksitle satımdan kaynaklanan ek maliyeti Türk Lirası ve yıllık oranlar üzerinden belirtmeme,
11. Tüketici kredilerine ilişkin kamuya yapılan ilanlarda unvanını açıkça belirtmeme veya kredilerin net tutarları, toplam giderleri, efektif yıllık faizlerine ilişkin açık beyanlarda bulunmama,
12. İşletmesine ilişkin faaliyetler çerçevesinde, taksitle satım ya da tüketici kredisi sözleşmeleri sunan veya akdeden ve bu kapsamda;
ilişkin eksik veya yanlış bilgiler içeren sözleşme formülleri kullanmak.
1. Müşterilerle kendisinin bizzat sözleşme yapabilmesi için, onları başkaları ile yapmış oldukları sözleşmelere aykırı davranmaya yöneltme,
2. Üçüncü kişilerin işçileri, vekilleri ve diğer yardımcı kişilerine, hak etmedikleri ve onları işlerinin ifasında yükümlülüklerine aykırı davranmaya yöneltebilecek yararlar sağlayarak ya da önererek, kendisi veya başkalarına çıkar sağlamaya çalışma,
3. İşçileri, vekilleri ya da diğer yardımcı kişileri, işverenlerinin veya müvekkillerinin üretim ve iş sırlarını ifşa etme veya ele geçirmeye yöneltme,
4. Onunla kendisinin bu tür bir sözleşme yapabilmesi için;
olan alıcının veya kredi alan kişinin, bu sözleşmeden caymasına veya peşin satış sözleşmesi yapmış olan alıcının bu sözleşmeyi feshetmesine yöneltme,
1. Kendisine emanet edilmiş teklif, hesap ya da plan gibi bir iş ürününden yetkisiz yararlanma,
2. Üçüncü kişilere ait teklif, hesap veya plan gibi bir iş ürününden, bunların kendisine yetkisiz olarak tevdi edilmiş veya sağlanmış olduğunun bilinmesi gerektiği halde, yararlanma,
3. Kendisinin uygun bir katkısı olmaksızın başkasına ait pazarlanmaya hazır çalışma ürünlerini teknik çoğaltma yöntemleriyle devralıp onlardan yararlanma,
d) Üretim ve iş sırlarını hukuka aykırı olarak ifşa etme de bu kapsamda değerlendirilmiştir. Özellikle, gizlice ve izinsiz şekilde ele geçirdiği veya başka şekillerde hukuka aykırı şekilde öğrendiği bilgileri ve üretenin iş sırlarını değerlendiren ya da başkalarına bildiren dürüstlük kurallarına aykırı hareket etmiş olacaktır,
e) İş şartlarına uymama da dürüstlük şartlarına aykırılık kapsamında sayılmıştır. Bu nedenle, özellikle kanun ya da sözleşmeyle, rakiplere de yüklenmiş olan veya bir meslek dalında veya çevrede olağan olan iş şartlarına uymayanlar dürüstlüğe aykırı davranmış olur.
f) Dürüstlük kuralına aykırı işlem şartları kullanmak. Özellikle yanıltıcı bir şekilde diğer taraf aleyhine;
1. Doğrudan ya da yorum yolu ile uygulanacak kanuni düzenlemeden önemli ölçüde ayrılan, veya
2. Sözleşmenin niteliğine önemli ölçüde aykırı haklar ve borçlar dağılımını öngören, önceden yazılmış genel işlem şartlarını kullananlar dürüstlüğe aykırı davranmış olur.
Haksız rekabet nedeni ile;
zarar gören veya böyle bir tehlikeyle karşılaşabilecek olan kimse;
a) Fiilin haksız olup olmadığının tespiti,
b) Haksız rekabetin men’i,
c) Haksız rekabetin sonucu olan maddi durumun ortadan kaldırılmasını, haksız rekabet yanlış ya da yanıltıcı beyanlarla yapılmışsa bu beyanların düzeltilmesini ve tecavüzün önlenmesi için kaçınılmaz ise, haksız rekabetin işlenmesinde etkili olan araçların ve malların imhası,
d) Kusurun varlığı halinde zarar ve ziyanın tazmini,
e) Türk Borçlar Kanunu’nun 58 inci maddesinde öngörülen şartların varlığında manevi tazminat verilmesi,
talebinde bulunabilir. Davacı lehine tazminat olarak hakim, haksız rekabet neticesinde davalının elde etmesi muhtemel menfaatin karşılığına da karar verebilir.
Ekonomik çıkarları zarar gören ya da böyle bir tehlikeyle karşılaşabilecek müşteriler de TTK 56. maddenin birinci fıkrasında açıklanan davaları açabilir. Ancak bu halde araçların ve malların imhası istenemeyecektir.
yukarıda açıklamış olduğumuz TTK 56. maddesi birinci fıkrasının (a), (b) ve (c) bentlerinde yazılı davaları açabilecektir.
TTK 56. maddesinde yazılı davalar;
Dava açmaya hakkı bulunan tarafın bu hakların doğumunu öğrendiği günden itibaren bir yıl ve her halde bunların doğumundan itibaren üç yıl geçmesi ile zamanaşımına uğrar.
Haksız rekabete konu fiilin aynı zamanda 26/09/2004 tarih ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu gereğince daha uzun dava zamanaşımı süresine tabi olan cezayı gerektiren bir fiil niteliğinde olması halinde ise, bu süre hukuk davaları için de geçerli olacaktır.
Yukarıda açıklamış olduğumuz;
a) TTK 55. maddesinde yazılı haksız rekabet fiillerinden birini kasten işleyenler;
b) Kendi icap ve tekliflerinin rakiplerininkine tercih edilmesi için;
hakkında kasten yanlış veya yanıltıcı bilgi verenler,
c) Çalışanları, vekilleri ya da diğer yardımcı kimseleri, çalıştıranın veya müvekkillerinin üretim veya ticaret sırlarını ele geçirmelerini sağlamak için aldatanlar,
d) Çalıştıranlar ya da müvekkillerden, işçilerinin veya çalışanlarının veya vekillerinin, işlerini gördükleri sırada cezayı gerektiren bir haksız rekabet fiilini işlediklerini öğrenmesine rağmen bu fiili önlemeyen veya gerçeğe aykırı beyanları düzeltmeyenler,
fiilin daha ağır cezayı gerektiren başka bir suç oluşturmaması halinde, TTK 56. maddesi gereğince hukuk davasını açma hakkını haiz bulunanlardan birinin şikayeti üzerine, her bir bent kapsamına giren fiiller nedeniyle iki yıla kadar hapis veya adli para cezasıyla cezalandırılır.
Ticaret hukuku haksız rekabet avukatı istanbul konusunda hukuki danışmanlık ve destek talepleriniz için hukuk ofisimize ait 08504201155 numaralı hattımızdan iletişime geçebilirsiniz.