Yazımız içeriğinde tüketici kredisi sözleşmeleri hakkında genel bilgilere yer vereceğiz. 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun, tüketici kredisi sözleşmesinin tanımını yapmış olup bu sözleşmeler, kredi veren tarafın tüketiciye faiz ya da benzeri bir menfaat karşılığında;
aracılığı ile kredi verdiği ya da kredi vermeyi taahhüt ettiği sözleşmeler şeklinde tanımlanmıştır.
Yasa uyarınca belirli süreli kredi sözleşmesinin şartları, tüketici aleyhine değiştirilemez. Belirsiz süreli kredi sözleşmelerinde faiz oranında değişiklik yapılması durumunda bu değişiklik, yürürlüğe gireceği tarihten otuz gün evvel, tüketiciye kağıt üzerinde ya da kalıcı veri saklayıcısı aracılığı ile yazılı olarak bildirilmelidir.
Tüketiciye yapılacak bu bildirim içeriğinde;
Yeni faiz oranı yürürlüğe girdikten sonra yapılacak ödemelerin tutarı,
Yeni faiz oranı yürürlüğe girdikten sonra yapılacak ödemelerin sayısı,
Ödeme aralıklarının değişmesine dair ayrıntılar,
yer alır. Faiz oranının artırılması durumunda, belirlenecek yeni faiz oranı, geriye dönük olarak uygulanamaz. Tüketici, kendisine yapılan bildirim tarihinden itibaren en geç altmış gün içerisinde borcun tamamını ödemesi ve kredi kullanmaya son vermesi durumunda faiz artışından etkilenmeyecektir.
Kredi kartı sözleşmelerinde, faiz ya da benzeri bir menfaat karşılığında, ödemenin üç aydan daha uzun süre ertelenmesi veya benzeri şekilde tüketicilere taksitle ödeme imkanının sağlanması durumunda bu sözleşmeler, tüketici kredisi sözleşmesi olarak değerlendirilir. Ancak yasa uyarınca bu halde uygulanacak faiz oranı kredi kartı sözleşmesi uyarınca belirlenen orandan fazla olamayacaktır.
Tüketici kredisi sözleşmesi, yazılı olarak kurulmadığı müddetçe geçerli olmaz. Kredi veren tarafın geçerli bir sözleşme yapmamış olması halinde daha sonradan tüketicinin aleyhine olacak şekilde sözleşmenin geçersizliğini ileri süremeyeceği Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 22. maddesinde açıkça düzenlenmiştir.
Kredi veren kurumun kredi öncesi bilgilendirme yükümlülüğü, yasa ile tanımlanmış bir zorunluluk olup kredi veren taraf ve varsa kredi aracısı, teklif etmiş olduğu kredi sözleşmesinin şartlarını içeren sözleşme öncesi bilgi formunu, sözleşmenin kurulmasından evvel makul bir süre önce tüketiciye vermesi zorunlu kılınmıştır.
Cayma hakkı, tüketici kredisi sözleşmelerinde tüketicilere tanınmış bir haktır. Buna göre tüketici kredisi kullanan tüketicilere, on dört günlük süre içinde herhangi bir gerekçe göstermesine gerek kalmadan ve cezai şart ödemeksizin tüketici kredisi sözleşmesinden cayma hakkı tanınmıştır. Bu husus 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun 24. maddesinde açıkça düzenlenmiştir.
İspat yükü kredi veren tarafta olup kredi veren, cayma hakkının bulunduğu konusunda tüketicinin bilgilendirildiğini ispatla yükümlüdür. Cayma hakkının kullanılması için, bu hakkın kullanıldığına dair bildirimin cayma hakkı süresi içerisinde kredi veren tarafa yöneltilmiş olması yeterlidir.
Cayma hakkını kullanan tüketici, krediden faydalandığı durumlarda, krediye ilişkin ana para ve kredinin kullanıldığı tarihten ana paranın kredi veren tarafa geri ödendiği tarihe kadar geçecek süre içerisinde tahakkuk eden faizi, cayma bildiriminin kredi verene gönderilmesinden sonra en geç otuz günlük süre içerisinde geri öder.
Otuz günlük geri ödeme süresi içerisinde tüketici tarafından kredi veren tarafa ödeme yapılmaması durumunda tüketici, kullanmış olduğu kredisinden caymamış sayılır. Cayma hakkının kullanılması halinde geri ödeme yükümlülüğüne dair yukarıda açıklamış olduğumuz faiz, akdi faiz oranına göre hesaplanacaktır.
Kredi veren tarafça tüketiciden, hesaplanan akdi faiz ve bir kamu kurum ya da kuruluşuna veya üçüncü kişilere ödenmiş masraflar haricinde herhangi bir bedel talep edilemeyecektir.
6502 sayılı yasanın 25. maddesindeki düzenleme uyarınca belirli süreli tüketici kredisi sözleşmelerinde faiz oranı sabit olarak belirlenir. Sözleşmenin kurulduğu tarihte belirlenen bu faiz oranı, ileride tüketici aleyhine değiştirilemez.
Tüketici, vadesi henüz gelmemiş bir ya da birden çok taksiti ödeyebilir. Bununla birlikte tüketicilerin kredi borçlarının tamamını erken ödemesi de mümkündür. Bu durumlarda tüketici yasası uyarınca kredi veren taraf, erken ödenen miktara göre gerekli tüm faiz ve diğer maliyet unsurlarına ilişkin indirim yapmakla yükümlüdür.
Tüketici kredisi sözleşmelerinde en çok sorgulanan konulardan biri taksitlerin ödenmesinde gecikme yaşanmasıdır. Bu konuya ise yasa açıklık getirmiştir. Bu halde belirli süreli kredi sözleşmelerinde tüketicinin taksitleri ödemekte temerrüde düşmesi durumunda, kredi veren tarafın, sözleşme içeriğinde borcun tamamının ifasını talep etme hakkını saklı tutmuş ise, bu hak ancak kredi veren tarafın;
durumunda kullanılabilir. Kredi veren tarafın bu hakkı kullanabilmesi için, kredi alan tüketiciye en az otuz gün süre tanıyarak muacceliyet ikazında bulunması mecburidir. Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 28. mddesindeki düzenleme uyarınca muaccel kılınan taksitlerin hesaplaması yapılırken faiz, komisyon ve benzeri masraflar dikkate alınmayacaktır.
Tüketiciler tarafından tüketici kredi sözleşmeleri açısından merak edilen bir başka konu sigorta yaptırılmasıdır. Yasa bu konuda yeterince açık ve anlaşılır olup tüketicinin yazılı şekilde ya da kalıcı veri saklayıcısı aracılığı ile açık talebi bulunmaksızın kredi ile ilgili sigorta yaptırılamaz.
Tüketicinin sigorta yaptırmak istemesi durumunda, istediği sigorta şirketinden sağladığı teminat, kredi veren tarafça kabul edilmek zorundadır. Açıklamış olduğumuz bu sigorta, kredi konusu ile, meblağ sigortalarında kalan borç tutarı ile ve vadesiyle uyumlu olması gerekir.
Hukuk ofisimiz tüketici hukukundan kaynaklanan tüm uyuşmazlıklar ile tüketici kredi sözleşmeleri avukat istanbul konularında hukuki destek ve danışmanlık hizmetleri vermekte olup tüm talepleriniz ile ilgili olarak 08504201155 numaralı hattımızı arayarak bizimle iletişime geçebilirsiniz.