Bu blog yazısında karantinadan kaçmanın cezası nedir sorusuna yanıt aramaya çalışacağız. Bu kapsamda blog yazımız içeriğinde bu konu ile ilgili düzenlemelere yer verilecek olup yazımız bilgi amaçlı hazırlanmıştır.
Bilindiği üzere son dönemde ülkemiz ve tüm dünyada yaşanan karantina uygulamaları neticesinde bu kapsamda alınan tedbirlere aykırı hareket eden kişilerin karşılaşabileceği yaptırımlar merak konusu olmaktadır. Peki bu durumda mevcut durumda alınan tedbirlere aykırı hareket edenler ne gibi düzenleme ve yaptırımlara tabi tutulacaktır.
Her şeyden önce Umumi Hıfzıssıhha Kanununda, ülkenin sıhhi şartlarını ıslah ve milletin sıhhatine zarar veren tüm hastalıklarla ve benzeri etmenlerle mücadele etmenin ve gelecek neslin sağlıklı bir şekilde yetişmesini temin ve halkın tıbbi ve toplumsal yardıma ulaşmasını sağlamanın genel bir Devlet hizmeti olduğu açıklanmıştır.
Bu vesile ile bulaşıcı hastalığın kendisine ya da tanıdığı bir başkasına bulaştığını öğrenen kimseler yasa uyarınca bunu yetkili makamlara bildirmek yükümlülüğündedir. Yine bu tür hastalıklara uğrayan kişilerin ikametgahının değiştiğini, hastalığı haber vermekle mükellef olanlar öğrendikleri takdirde bu nakli ihbarla yükümlüdür.
Deniz veya nehirlerde seyrüsefer halindeyken açıklanan vakalardan birinin meydana gelmesi halinde geminin kaptan ve reisi vakayı hükümete haber vermeğe mecburdur.
Yetkili makamlar tarafından genel sağlığın korunması amacı ile, hukuka uygun olarak verilen emre aykırı hareket etmek kabahat olarak belirlenmiştir. Bu durumda açıklanan şekilde yapılan düzenlemelere aykırı hareket eden kişiler için idari para cezasına hükmedilmesi söz konusudur. Bunun için ise;
a) Yetkili makamlar tarafından hukuka uygun bir biçimde verilmiş bir emir bulunmalı,
b) Bu emir, “adli işlemler nedeniyle ya da kamu güvenliği ve kamu düzeni veya genel sağlığın korunması amacıyla” verilmeli,
c) Ve herkesin bilip görüp duyacağı şekilde ilan edilmiş olmalıdır.
Türk Ceza Kanunu 195. maddesi, Bulaşıcı Hastalıklara İlişkin Tedbirlere Aykırı Davranma başlığını taşımakta olup bu konuya daha önce sitemiz üzerinde yer alan “Hizmetlerimiz” kısmında Ceza Hukuku başlığı altında yer verilmiştir.
TCK 195. maddesi bu hususta açık bir düzenlemeye yer vermiştir. Buna göre; Bulaşıcı hastalıklardan birine yakalanan ya da bu hastalıklar nedeniyle ölmüş olan kimsenin bulunduğu yerin karantina altına alınmasına dair yetkili makamlarca alınan tedbirlere uymayan kişi, iki aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
Mevcut durumda, alınan tedbirleri uygulamakla görevli ve yükümlü kişiler kamu görevlisidir. TCK 265. maddesi de “Görevi yaptırmamak için direnme” başlığını taşımaktadır. Bu madde uyarınca da kamu görevlisine karşı görevini yapmasını engelleme amaçlı olarak, cebir ya da tehdit kullanılması halinde kişinin altı aydan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılacağı açıklanmıştır.
Ayrıca görevi yaptırmamak için direnme suçunun işlenmesi sırasında kasten yaralama suçunun neticesi sebebiyle ağırlaşmış hallerinin gerçekleşmesi halinde, ayrıca kasten yaralama suçuna ilişkin hükümler uygulama alanı bulur.
Hakaret suçunun kamu görevlisine karşı işlenmesi durumunda kişiye verilecek cezanın bir yıldan az olamayacağı yasada açıklanmıştır. Bu nedenle yaşanan olaylarda hakaret suçunun da gündeme geldiği durumlarda hakaret suçunun kamu görevlisine karşı görevinden dolayı işlenmesi cezayı artıran bir durum olarak karşımıza çıkmaktadır.
Hukuki danışmanlık ve her türlü taleplerinizle ilgili olarak 08504201155 numaralı iletişim hattımızdan hukuk ofisimize ulaşabilirsiniz.