Yazımız içeriğinde ölünceye kadar bakma sözleşmesi hakkında genel bilgilere yer vereceğiz. Bilindiği üzere ölünceye kadar bakma sözleşmesi;
sözleşme türüdür. Yasa uyarınca bakım borçlusunun, bakım alacaklısı tarafından mirasçı atanmış olması halinde, ölünceye kadar bakma sözleşmesine miras sözleşmesine ilişkin hükümler uygulanır. Bu nedenle Türk Borçlar Kanununda düzenlenen bu sözleşme türü, aynı zamanda miras hukukunun da konusu içine girmektedir. Bakım borçlusuna bu yolla bir taşınmazını devretmiş olan bakım alacaklısı, haklarını güvence altına almak üzere, bu taşınmaz üzerinde satıcı gibi yasal ipotek hakkına sahiptir.
Ölünceye kadar bakma sözleşmesi, mirasçı atanmasını içermese bile, miras sözleşmesi şeklinde yapılmadıkça geçerli olmaz. Sözleşmenin, Devletçe tanınmış bir bakım kurumu tarafından yetkili makamların belirlediği şartlara uyularak yapılmış olması halinde, geçerliliği için yazılı şekil yeterlidir.
Bakım alacaklısı, sözleşmenin kurulması ile birlikte bakım borçlusunun aile topluluğuna katılmış olur. Bakım borçlusu olan taraf, bakım alacaklısından almış olduğu malların değerine ve bakım alacaklısının daha önce sahip olduğu sosyal durumuna göre hakkaniyetin gerektirdiği edimleri, bakım alacaklısına ifa etme ile yükümlüdür.
Bakım borçlusu, bakım alacaklısına;
zorundadır.
Yasada, kabul ettikleri kişilere ölünceye kadar bakma amacı ile kurulmuş kurumların bakım borcunun kapsamı ve ifası, kendilerince hazırlanarak yetkili makamların onayından geçen genel düzenlemelerle belirleneceği tespit edilmiştir. Bu düzenlemeler, sözleşmenin içeriğinden sayılır.
Bakım alacaklısının, ölünceye kadar bakma sözleşmesi nedeni ile kanuna göre nafaka yükümlüsü olduğu kişilere karşı olan yükümlülüklerini yerine getirme imkanını kaybetmesi durumunda, bundan yoksun kalanlar sözleşmenin iptali talebinde bulunabilir.
Bu durumda hakim tarafından sözleşmenin iptali yerine, bakım borçlusunun ifa edeceği edimlerden mahsup edilmek üzere, bakım alacaklısının nafaka yükümlüsü olduğu kişilere nafaka ödemesine karar verebilir. Bununla birlikte mirasçıların tenkis ve alacaklıların iptal davası açma hakları saklıdır.
Yasada bununla ilgili üç ayrı yol öngörülmüştür. Bunlar;
şeklindedir.
Önel verilerek fesih
Önel verilerek fesihte tarafların edimleri arasında önemli ölçüde oransızlık bulunması ve fazla alan tarafın kendisine bağışta bulunulma amacı güdüldüğünü ispat edememesi halinde diğer taraf, altı ay önce bildirimde bulunmak şartı ile sözleşmeyi her zaman feshedebilir.
Bu oransızlığın tespitinde, ilgili sosyal güvenlik kurumu tarafından, bakım borçlusuna verilenin değerine denk düşen anapara değeri ile bağlanacak irat arasındaki fark esas alınır. Sözleşmenin sona erdiği ana kadar geçen sürede ifa edilmiş olan edimler, anapara ve faizi ile birlikte değerlendirilerek, denkleştirme neticesinde alacaklı çıkan tarafa iade edilir.
Önel verilmeksizin fesihte;
taraflardan her biri sözleşmeyi önel vermeksizin feshedebilir. Sözleşmenin bu nedenlerden birine dayanılarak feshedilmesi durumunda kusurlu olan taraf, aldığı şeyi geri verir ve kusursuz tarafa, bu nedenle uğramış olduğu zarara karşılık uygun bir tazminat ödemekle yükümlü olur.
Hakim, sözleşmenin önel verilmeksizin feshini yerinde bulabileceği gibi, taraflardan birinin talebi üzerine veya kendiliğinden, aile topluluğu içinde yaşamalarına son vererek, bakım alacaklısına ömür boyu gelir bağlayabilir.
Bakım borçlusunun ölümü
Bakım borçlusunun ölümü durumunda bakım alacaklısı, bir yıl içerisinde sözleşmenin feshini isteyebilir. Bu durumda bakım alacaklısı, bakım borçlusunun iflası halinde, iflas masasından isteyebileceği miktara eşit bir paranın kendisine ödenmesini, bakım borçlusunun mirasçılarından isteyebilir.
Ölünceye kadar bakma sözleşmesi avukatı istanbul ve tüm sözleşme talepleriniz ve bu konudaki uyuşmazlıklarla ilgili olarak 08504201155 numaralı iletişim hattımızdan Heper Hukuk ve Danışmanlık Ofisi ile iletişime geçebilirsiniz.