Bilindiği üzere, Türk Medeni Kanunu’nda ölüme bağlı tasarruflar, vasiyetname ve miras sözleşmesi şeklinde yapılabilmektedir. Vasiyetname avukatı ise, miras bırakanın bu konudaki talebi üzerine kendisini temsilen vasiyetnameyi hazırlayan avukattır. Kişi vasiyetnameyi bizzat kendisi düzenleyeceği gibi bu hususta uzman bir avukatın hukuki yardımını da alabilir.
Genel bir giriş yapacak olursak miras bırakan kişi, tasarruf özgürlüğünün sınırları içerisinde, malvarlığının tamamı ya da bir kısmı üzerinde vasiyetname veya miras sözleşmesi yolu ile tasarrufta bulunabilir. Bu vesile ile miras bırakanın mirası üzerinde tasarruf etmediği kısmın yasal mirasçılarına kalacağını belirtmekte fayda vardır.
Vasiyet, resmi şekilde ya da miras bırakan kişinin (murisin) el yazısı ile veya sözlü olarak da yapılabilir.
Medeni Kanunumuz, vasiyet yapabilmek için kişinin ayırt etme gücüne sahip bulunmasını ve on beş yaşını doldurmuş bulunmasını şart koşmuştur.
Miras bırakanın yanılması, aldatılması, korkutulması ya da bir başkasının zorlaması altında yapmış olduğu ölüme bağlı tasarrufların geçersiz olduğu kabul edilmiştir.. Ancak, bunun için miras bırakanın yanıldığını, aldatıldığını öğrendiği veya korkutma ya da kendisine bu hususta yapılan zorlamanın etkisinden kurtulduğu günden itibaren bir yıl içerisinde bu tasarrufundan dönmesi gerekir. Aksi halde bu şekilde yapılan tasarruf geçerli sayılacaktır.
Ayrıca ölüme bağlı tasarruflar açısından kişinin veya tasarrufa konu şeyin belirtilmesinde açık bir yanılma durumunun varlığı halinde miras bırakanın gerçek arzusunun kesin olarak tespit edilebildiği durumlarda, yapılan tasarruf, bu arzuya göre düzeltilir.
Kanuna göre resmi vasiyetname, iki tanığın da katılması ile birlikte resmi memur tarafından düzenlenir. Resmi memurdan kasıt, sulh hakimi, noter ya da kanunla kendisine bu hususta yetki verilmiş bulunan diğer bir görevli olabilir.
Miras bırakan, vasiyetnameye konu taleplerini resmi memura bildirir. Bu talebe istinaden memur, vasiyetnameyi bizzat yazar ya da yazdırır ve okuması için miras bırakan kişiye verir. Aynı zamanda miras bırakanın vasiyetnameye konu arzuları, avukat tarafından hazırlanacak vasiyetname evrakında da bulunabilir.
Her durumda vasiyetname, miras bırakan kişi tarafından okunup imzalanır ve memur, vasiyetnameyi tarih koyarak imzalar. Bu aşamada tanıkların da katılımı gerekir. Vasiyetnameye tarih ve imzanın konulmasını takiben miras bırakan kişi, vasiyetnameyi okumuş olduğunu, bunun son arzularını içerdiğini memur huzurunda iki tanığa beyan eder.
Tanıklar tarafından vasiyetnameye konu beyanın kendileri huzurunda yapıldığı ve miras bırakanı sözü edilen tasarrufa ehil gördükleri vasiyetnameye yazılarak veya yazdırılarak evrak imzalanır. Bu aşamada vasiyetname içeriği hususunda tanıklara bilgi verilmesinin zorunlu olmadığını da hatırlatmak gerekir.
Bazı durumlarda miras bırakanın vasiyetnameyi okuyamaması ya da imzalayamaması söz konusu olabilir. Miras bırakan kişinin vasiyetnameyi bizzat okuyamaması veya imzalayamaması durumunda, memur vasiyetnameyi iki tanığın da hazır olacağı şekilde miras bırakana okur ve miras bırakan vasiyetnamenin son arzularını içerdiğini kabul ve beyan eder.
Bu durum tanıklarca;
şeklindeki ifadelerin vasiyetnameye yazılması veya yazdırılarak altının imzalanması suretiyle de tespit edilir.
resmi vasiyetnamenin düzenlenmesine memur ya da tanık olarak iştirak edemez.
Ayrıca resmi vasiyetnamenin düzenlenmesine katılan memur ve tanıklar ile bu kişilerin üst soy ve alt soy kan hısımları, kardeşleri ve bu kişilerin eşlerine o vasiyetname ile kazandırmada bulunulamayacağını da ifade etmemiz gerekir.
Resmi vasiyetnameyi düzenlemiş olan memur, vasiyetnamenin aslını saklamakla yükümlüdür.
El yazılı vasiyetnamenin yapıldığı tarih itibarıyla yılı, ayı ve günü gösterilmek suretiyle başından sonuna kadar miras bırakan tarafından kendi el yazısı ile yazılmış ve imzalanmış olması zorunludur.
El yazılı vasiyetname, yazıldıktan sonra saklanmak üzere açık ya da kapalı şekilde noter, sulh hakimi veya yetkili memura bırakılabilir.
Medeni Kanunumuz uyarınca miras bırakanın bazı hallerde sözlü vasiyetname yoluna başvurabileceği kabul edilmiştir. Bu durumlar; yakın ölüm tehlikesi, ulaşımın kesilmesi, hastalık hali, savaş gibi olağanüstü hallerdir. Bu sebeplere istinaden resmi ya da el yazılı vasiyetname yapamayan miras bırakan, sözlü vasiyet yoluna başvurabilir.
Sözlü vasiyetname için için miras bırakan kişi, vasiyete ilişkin son arzularını iki tanığa anlatır. Bu kişilere, kendilerine açıklamış olduğu beyanlarına uygun bir vasiyetname yazmaları veya yazdırmaları görevini yükler. Resmi vasiyetnamenin düzenlenmesinde yukarıda açıklamış olduğumuz okur yazar olma şartı dışındaki tanıklara ilişkin yasaklar sözlü vasiyette hazır bulunan tanıklar için de aynen geçerlidir.
İşlem miras bırakanca bu hususta görevlendirilen tanıklardan birinin, kendilerine miras bırakan tarafından beyan edilen son arzuları, yerin, yılın, ayın ve günün de belirterek hemen yazılması, belgeyi imzalaması ve diğer tanığa da imzalatması suretiyle devam eder. Yazılan belge, yasa uyarınca tanıklar tarafından ikisi birlikte vakit geçirmeden bir sulh ya da asliye mahkemesine verilir. Aynı zamanda bu kişiler miras bırakan kişiyi vasiyetname yapmaya ehil gördüklerini, onun son arzularını mevcut olağanüstü durum içinde kendilerine anlattığını hakime beyan eder.
Türk Medeni Kanunu 540. maddesinde tanıkların, daha önce bir belge düzenlemenin yerine, vakit geçirmeden mahkemeye başvurup yukarıda açıklanan hususları beyan etmek suretiyle miras bırakanın son arzularının bir tutanağa geçirilmesini talep edebilecekleri açıkça ifade edilmiştir.
Ayrıca sözlü vasiyet yoluna başvuran kimsenin;
hakim yerine geçeceği kabul edilmiştir.
Bununla birlikte TMK 541. maddesi uyarınca miras bırakan kişinin daha sonradan diğer şekillerde vasiyetname yapma olanağının doğması halinde, bu tarihin üzerinden bir ay geçmekle sözlü vasiyetin hükümden düşeceği açıklanmıştır.
Miras bırakan kişi, yapmış olduğu vasiyetname ile ilgili olarak kanunda öngörülen şekillerden birine uymak suretiyle ve yeni bir vasiyetname yaparak önceki vasiyetnamesinden her zaman dönebilir. Bu vesile ile yapılan vasiyetnamenin tamamı ya da bir kısmından dönülebileceği de kabul edilmiştir.
TMK 543. maddesinde miras bırakanın, yok etmek suretiyle de vasiyetnamesinden dönebileceği açıklanmıştır. Ayrıca kaza sonucu ya da üçüncü kişinin kusuru neticesinde yok olan ve içeriğinin aynen ve tamamen belirlenmesine olanak bulunmayan vasiyetname hükümsüz kalacaktır. Bu durumda kişinin tazminat talebinde bulunma hakkı saklıdır.
Vasiyetten dönme hususunda miras bırakanın sonradan yapacağı tasarruflara da değinmek gerekir. Miras bırakan kişinin, önceki vasiyetnamesini ortadan kaldırmaksızın yeni bir vasiyetname yapması durumunda, yeni vasiyetnamenin kuşkuya yer vermeyecek ölçüde önceki vasiyetnameyi tamamlamadığı, tamamen yeni bir vasiyetname olduğu anlaşılıyorsa, sonraki vasiyetname öncekinin yerini alır.
Belirli mal bırakma vasiyeti de, vasiyetnamede aksi belirtilmediği müddetçe, miras bırakanın sonradan o mal üzerinde bu vasiyetle bağdaşmayan başka bir tasarrufta bulunması ile ortadan kalkar.
Vasiyetname avukatı istanbul ve tüm hukuki danışmanlık ve talepleriniz ile ilgili olarak hukuk ofisimize ait 08504201155 numaralı iletişim hattımızdan bize ulaşabilirsiniz.